Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de
birbirinden oburdur. Hoca ne yemek çıkarırsa silip süpürürler. O kadar
ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice
sıyırırlar. Bu sirada odaya Hoca'nın oğlu girer. Mollalar Hoca'yı
memnun etmek için: - "Aman ne güzel çocuk. Adı ne bunun?" diye
sorarlar. Hoca: - "Adı Farzdır", der. Mollalar şaşırıp birbirlerine
bakarlar: - "Bu ne biçim isim Hoca Efendi?" derler. "Şimdiye kadar
böyle bir isim hiç duymamıştık." Hoca hemen taşı gediğine koyar: - "Ya
sünnet diyeyim de onu da mı yiyesiniz?"
Haha
birbirinden oburdur. Hoca ne yemek çıkarırsa silip süpürürler. O kadar
ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice
sıyırırlar. Bu sirada odaya Hoca'nın oğlu girer. Mollalar Hoca'yı
memnun etmek için: - "Aman ne güzel çocuk. Adı ne bunun?" diye
sorarlar. Hoca: - "Adı Farzdır", der. Mollalar şaşırıp birbirlerine
bakarlar: - "Bu ne biçim isim Hoca Efendi?" derler. "Şimdiye kadar
böyle bir isim hiç duymamıştık." Hoca hemen taşı gediğine koyar: - "Ya
sünnet diyeyim de onu da mı yiyesiniz?"
Haha